Avara
anımsıyor musun?
bir çetemiz vardı: Vahşi Siyah Atlar
ısmarlama serserilikler yaşardık
kimseden bir şey demeden kaçıp gitmeler gibi
sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak
yabancıları mahalleye sokmamak gibi
Ve bir gün gideceğimiz bir Amerika vardı
herkesin bir Amerika'sı vardı o zamanlar
herkes gece istasyonlarında
kendi Amerika'sını aradı
kısık ışıklı arkadaş odaları
plağın bir yüzünü kaplayan uzun parçalar eşliğinde
kendi rüyalarımıza dalar, dağılırdık
okyanuslar, gemi yolculukları, kanayan ıslıklar
ve dünyanın bütün limanları
önümüzdeki sessizce uzardı
BİTERDİ PLAK, DİSK BOŞA DÖNERDİ.
DÜŞLERİMİZ ÇARPIP GERİ DÖNEN SULARDI ŞİMDİ
BÖYLE ZAMANLARDA İLK SÖZÜ SÖYLEMEKTEN
KAÇINIRDI HERKES
SONRA BİR USULCA KALKAR, HERKESE ÇAY KOYARDI
ANIMSIYOR MUSUN?
vahşi siyah atlardık
kentin ışıklı çöllerinde kendi izini arayan
deri ceketlerimize sığdıramadığımız düşlerimiz kadar
asık ve düşmandık
dünya acıtırdı bizi. her şey kanatır, her şey yaralardı
sevişmek çekip çıkarmazdı bizi derinliğimizden
öfkemizi dindirmezdi hiçbir şey
geceleri uyuyamayan çocuklardık,
otobüs garlarında uzun maceralara umar
apansız yolculuklara çıkardık
uykulu kentlere girerdik gece yarıları
ıssız ağaçlar olurdu yol kenarlarında
gökyüzünde parlak yıldızlar, her yere aynı uzaklıkta
sarhoş bindiğimiz otobüsün penceresinden
sanki bambaşka bir dünyaya bakardık
sonra saklayarak yüzümüzü birbirimizden
yumruklarımızı sıkar sessizce ağlardık
ışığı açık kalmış pencerelere, kepenği örtülü dükkanlara,
yaz bahçelerinden taşan çiçeklere,
adını bile bilmediğimiz bu kente
neye olduğunu bile bilmediğimiz bir hasretle
uzun uzun bakardık
anımsıyor musun?
ahh o gece yolculukları
bir başka kentte, bir başka insan olmanın umutları
kaç yol arkadaşı kaldı şimdi geriye
gençliğin ilk acılarını birlikte keşfettiğimiz
kaç yol arkadaşı?
sürüyerek götürdüğümüz dargın beraberlikleri saymazsak
ne kalıyor elimizde?
ölenler,
terk edenler,
bir de telefonları, adresleri, kendileri değişenler
vahşi, siyah atlardık; yılkıya bırakıldık
içimizden kimse gidemedi Amerika'ya
kendi Amerika'sı da olmadı hiçbirimizin
yağmur aldı
rüzgar aldı
zaman aldı
o vahşi siyah atları
herşey o eski rüya da kaldı
çarpıp geri dönen düşlerimizin üstünde
çürümüş cesetleri yüzüyor şimdi vahşi siyah atların
öldükleri sahilleri kendileri de bilmiyorlar
peki sen anımsıyor musun?
Murathan Mungan
|
Adak
Ağlamak
Aklımdasın
Ama...
Ansızın
Aşk
Aşk
Bitti mi?
Aşk
mıydı O?
Aşk
Şairi
Aşka
Dönüş
Aşktı
O
Atatürk'ten
Son Mektup
Atatürk'ün
Tek Şiiri
Avara
Ayrılık
Kavuşmanın...
Ayten
Bekleyenler
İçin
Ben
Sana Mecburum
Ben
Seni Sevdim mi?
Beni
Unutma
Biliyorum...
Birgün
Gelecek misin?
Bir
Bakışın Manası
Bir
Çin Şiiri
Birgün
Anlarsın
Birgün
Bir
Söyleyebilsen
Boşluk
Hiç...
Cesaretin
Var mı?
Çağrışımlar
Çıkmaz
Sokak
Dağ
Rüzgarı
Değer
mi?
Doğayı
Katık Ettim...
Duyguya
Taş
En
Sevdiğim...
Gerçekten
Sevmek
Geri
Dön
Gül
Beyazgül
Hala
Tek Aradığımsın
Hasret
Herşey
Sende Gizli
Hürriyete
Doğru
İki
Defa
İsimsiz
Bir Aşk Şiiri
Kaderim
Karanlık
Kendini
Saklama...
Kimbilir
Kaç Kişi...
Kısa
Bir Öyküdür Hayat
Kuşatmada
Küçüğüm
Mutlu
Aşk Yoktur
Ne
Vardı?
Öğrenmek
İsteyenlere
Renkler
Sanmıştık
ki İkimiz
Sen
Görmesini Pek...
Sen
Kum Nedir...
Senden
Öncesi Yoktu
Seni
Seviyorum
Seni
Hala Özlüyorum
Senin
Gibi
Senin
Olamam
Sensiz
Geçen...
Sensiz
Olmaz
Sevgilerde
Sevgilim
Ben Şimdi
Sevgilim,
Bir Günün
Sevgilim
Seviş
Yolcu
Seviyorsun
Sonbahar
Teğet
Unutma
ki
Unutturmayacaklar
Usulca
Uzak
Sevgililer
Üvercinka
Yalnızların
En Büyük...
Yalnızlık
Şiiri
Yaşadıklarımdan...
Yaşamak
Şakaya... Yaşamaya
Dair
Yokluğunda
Üşümek
Yüreğinde
Yer Var mı?
Yürek
Yolcularına
Yüz
|